30 Aralık 2015 Çarşamba

Fransız çocuklar yemek fırlatmaz!

"French Children don't throw food"


Duydunuz mu bilmiyorum ama böyle bir kitap var.
Yazarı Pamela Druckerman, Paris'de yaşamış 3 çocuklu bir anne. Oraya taşındığında  hamileliğinden itibaren kendisini şaşırtan ve pozitif bulduğu gözlemlerini toparlamış ve bir kitap çıkarmış.

Ben ikinciye hamileyken bu kitabı o zamanlar çok hevesli olduğum kindle'ıma indiriverdim ve bir solukta okudum.
Kindle şimdi nerede bilmiyorum, umarım düşündüğüm yerdedir. Bir gün fırsatım olursa kontrol edeceğim.

Şimdi bizler kendi aramızda konuşurken hep deriz ya "yabancılar çocuklarını şöyle yapmıyor", "kendi haline bırakıyor" "yemeklerini bırakıyorlar kendi yesin" falan.

Anlaşılan ingiliz/amerikalı aileler de aynı şeyi fransızlara yönelik hissediyorlar.

Yani onların da büyük dertleri var:) Hatta biz bazılarını hiç tanımıyoruz bu dertlerin, alışkanlıklarımızdan dolayı.

Kitap mesela, Fransız bebeklerin nasıl çok kısa sürede gece boyunca uyuduklarını sorguluyor, sorun çıkarmadan ve fazla seçici olmadan yemek yemeleri, toplum içinde uslu davranmaları vesaire gibi konulardan bahsetmiş.


Kitap bir fransız atasözü ile başlıyor, "Sudaki küçük balıklar da büyük balıklar kadar iyi yüzer"


UYKU

Uyku konusunda fransız bebelerinin en geç 4. ayda gece boyunca uyuduğunu fark eden yazar uzunca bir araştırma sonrası ışığa ulaşıyor:
Ağlatmak yok, Ferber yok peki nasıl uyuyor bu bebekler? Soruştura soruştura sorunun cevabını anlıyor ve bir de isim veriyor yönteme

"LE PAUSE" metodu.

Yani bebeğiniz eve geldiğinden itibaren onun çağırma/ağlamalarına hemen cevap vermeme onun yerine kısa bir süre (bir kaç dakika) bekleme yöntemi.
Bebeğin kendini sakinleştirmesi için ona bir şans veriyorlarmış. Böylece sadece ufak bir harakete girişmiş bebeği hemen tepki verip uyandırma durumu da olmuyormuş.
Fransız anneler bunu yaptıklarının farkında bile değillermiş.


YEMEK

Yazarımıza garip gelen br fransız özelliği bebeklerin öğünleri olması ve belirgin saatlerde yemeleri.
Mesela sabah 8 öğlen 12 öğleden sonra 4 ve akşam 8.
Açıkçası bu konuda bizimle  gurur duydum zira biz türkler de bu konuda farklı değiliz, Hatta bunun için çaba bile harcamıyoruz alışkanlıklardan dolayı.
Bebekler çok erken dönemlerden itibaren "beslenme" değil de öğünlerle beslenmeye başlıyorlarmış.
Anglosakson çocukları ise istedikleri hemen gelsin isterlermiş.

Fransız çocukları yemeklerini de diğer bir çok şey bekledikleri gibi sabırla beklemeye alışırlarmış.
İstediklerine hemen elde etmezlermiş.

Yine bir fark da amerikan annelerinin tüm hayatlarını yanlarında taşıdıkları "atıştırmalık"(snack) larla geçirmelerine karşın fransa'da böyle bir alışkanlık olmamasıymış.
Öhüm öhüm yine biz türklerin hanesine bir puan geliyor burada.
Amerikalılar aktivite ne kadar kısa olursa olsun yanlarında taşırlarmış.
Bu aynı zamanda öğüne kadar atıştırmalık yemediği için güzelce acıkıp yemeklerini güzel güzel yemelerini de açıklıyor yazara göre.

HAYAL KIRIKLIĞI

Son olarak, Fransız ebeveynler çocuklarının hayal kırıklıklarının onlara zarar vereceğini düşünmezlermiş. Ve bunu engellemeye çalışmazlarmış. Tam tersi ufak tefek tecrübelerin onları hayal kırıklığı ile başa çıkabilme konusunda eğittiğini düşünürlermiş.


Yazının devamı ilerleyen günlerde....

Ceren

2 yorum :

  1. Doğru valla adaş, aynen bu yöntemleri uygulayan arkadaşlarım gayet Fransız çocuğuna sahip oldular.. İlkini ben de yaptım, ikinciyi de çocuk yemek seçmeye başlayınca büyük bir sebatla uygulayıp başardım ama üçüncüye tam Türk anası tipiyle "kıyamıyorum" :P

    YanıtlaSil
  2. Gayet akılcı ve güzel yöntemler.Aynen yemek kültürü bizdede olduğu için fark etmeden uyguluyoruz galiba.Peki inanılmaz kibirli olmalarını neye borçluymuş bu fransız milleti:)))ilk okurken onu merak ettim.

    YanıtlaSil