Bugün bizlerle yazısını paylaşan Sema, bir rehberlik öğretmeni ve aynı zamanda ikiz çocuk annesidir.
Yaşamın ilk 3
yılı kritik yıllar olarak bilinir. Bu dönem önemlidir çünkü beynimizin ana
hatları ve dolayısıyla davranış repertuarımız oluşur. Beynimizi pek çok
bağlantı noktası olan karmaşık bir ağa benzetebiliriz. Bir davranışın
süreklilik kazanması beynimizde bir yol (nöral yollar) oluşturması sayesinde
gerçekleşir. Bu sinir yolları ve aralarındaki bağlantılar (sinaps) bebeğin
deneyimleriyle şekillenir. Ağdaki bağlantıların zengin olması yetişkinlik
yıllarımızda olaylara verdiğimiz tepkilerin çeşitli olmasını sağlar. Esnek,
farklı durumlara uyum sağlayabilen kişilik yapısı da bu zenginliğin ürünüdür.
Kişiliğimizin
inşası ilk yıllarda inanılmaz bir hızla gerçekleşir. Bebek gördüğü, duyduğu,
hissettiği her şeyi kodlar, kaydeder ve tekrar etmeye çalışır. Çevreden olumlu
yanıt alan/desteklenen davranışlar süreklilik kazanır ve kişiliğimizin yapı
taşlarını oluşturur.
0-3 yaş
duygusal ve psikolojik ihtiyaçların en yoğun olduğu dönemdir. Çocuğun sevme ve
sevilme kapasitesi, karşısındakine güven duyması ve güvenilecek bir insan
olduğuna dair inancı bu dönemde gelişir. Bağımlı bir kişiliğe karşı bağımsız
olabilme becerisi yine bu yıllarda edinilir. Bu hızlı gelişim döneminde anne
babaya düşen en önemli görev çocuğuyla bolca vakit geçirmek ve onu koruyup
kollamaktır. Çocuğu “eğitmek” ya da onu “disipline etmek” bu dönemin işleri
arasında düşünülmemelidir. Çocuk duyulmaya ve görülmeye yani varlığının kabul edilmesine
ihtiyaç duyar. Ancak bu yolla değerli olduğunu hisseder.
Anne babalar
sağlıklı kişilik gelişiminin çocuğa sunulan türlü oyuncaklarla değil, çocuğun
davranışlarına uygun zamanda uygun yanıtlar vermekle mümkün olduğunu
unutmamalıdır.
Sema
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder