18 Şubat 2016 Perşembe

Çocuk davranışları ve altın tabakta sunma hikayesi




Belki biliyorsunuzdur, yazılım sektöründe çalışmıştım senelerce. Çeşitli müşterilere bir çok yazılım/program projeleri yapmışlığımız var.
Neyse, orada öğrendiğim çok önemli bir kural vardı. "Müşteriye hiç bir şeyi atın tabakta sunma!"

Açıklaması şu, müşteriye anlaştığınız ve onun ihtiyacını karşılayan şeyler dışında ekstra bir şeyi zamanından önce ve "bedava" ya vermemelisin.Verirsen bu artık senin her zaman yapman gereken bir sorumluluk olur ve müşteri değerini de bilmez. Zamanı gelince ve müşterinin gerçekten ihtiyacı olduğunda bunu vermelisin.

Daha sonra çocuklarımı büyütürken bu laf hep aklıma gelirdi. Zira mesela bir restorana gittiğimizde çocuğum için "baştan gezsin etrafa bakınsın hevesini alsın, sonra mama sandalyesine oturturum" diye düşünürdüm.
Ama bu hep ters teperdi. Bu sefer ne önce ne sonra asla oturmazdı bir kere  o serbestliğin tadını alan çocuk. Çocuk dediğin "avans" mantığını anlamıyor.

Diyelim ki bir  "zaman" kısıt koyacağım oğlana, 15 dakika tv izle sonra ödevini yap gibi, bu da her zaman ters teptiği gibi bir de başta verdiğin iznin de hiç değeri kalmıyor.

Arada bir rahat etmek için biz anne babalar tableti / ipad'i çocuğa sunarken de aynı kural işliyor.
Eve arkadaşı geliyor. Eğer ta en başta bir yarım saat verirsem izin, sonraki 2 saatte alamıyorum ellerinden.

Ama en baştan izin vermezsem en azından uzunca bir süre başka şeylerle oyalanıyor ve hatta bazen hiç tableti ellerine almıyorlar.

Siz ne dersiniz, çocuklara avans mutluluklar vermenin aslında işe yaradığı oluyor mu?


Ceren

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder